top of page

Lohusa

Lohusa

Lohusalık Döneminde Anne ve Baba için Öneriler

Lohusalık, doğum sonrası bir kadının yaşadığı 6 haftalık süreye verilen isimdir. Bu dönemde, kadınlarda gebelikte değişime uğrayan metabolizma ve genital sistemde oluşan değişimin düzelmesi yani geriye dönüş süresi olarak tanımlanır. Annede, hormonal değişiklikler veya annenin bebek bakımında kendini yetersiz hissetmesi gibi durumlar sonucu ağlama, mutsuzluk ve kaygı görülebilir. Bu durum annelik hüznü olarak tanımlanmakta ve yeni annelerin pek çoğunda yaşanmaktadır. Belirtiler benzerlik gösterse de depresyonla karıştırılmamalıdır.

Lohusalık, doğum sonrası bir kadının yaşadığı 6 haftalık süreye verilen isimdir. Bu dönemde, kadınlarda gebelikte değişime uğrayan metabolizma ve genital sistemde oluşan değişimin düzelmesi yani geriye dönüş süresi olarak tanımlanır. Annede, hormonal değişiklikler veya annenin bebek bakımında kendini yetersiz hissetmesi gibi durumlar sonucu ağlama, mutsuzluk ve kaygı görülebilir. Bu durum annelik hüznü olarak tanımlanmakta ve yeni annelerin pek çoğunda yaşanmaktadır. Belirtiler benzerlik gösterse de depresyonla karıştırılmamalıdır. Annelik hüznü, genellikle doğum sonrası 3. veya 4. günde ortaya çıkar, semptomlar geçici olup 1-2 gün veya 1-2 hafta sürer. Duygusal destek bu dönemde önemlidir. Annelik hüznü döneminin 10-14 günden uzun sürmesi halinde doğum sonrası depresyon (post partum depresyon) gelişme olasılığı nedeniyle bir uzmana başvurulması gereklidir. Özellikle de ilk defa anne olan kadınlarda daha fazla görülen doğum sonrası depresyon, annelik hüznüne benzer ancak bunun süresi biraz daha uzundur. Uzmanların yaptıkları araştırmaya göre, doğum sonrası depresyon, bazen lohusalık döneminin bitmesi ile sona ermez. Annenin psikolojik durumuna göre bazen 1 yılı bulabilir, bazen emzirme döneminin bitimine kadar devam edebilir.

Doğum Sonrası Depresyon Belirtileri Nelerdir ?

  1. Hayattan zevk alamama, her şeyin boş olduğunu düşünme.

  2. Yaşama karşı isteksizlik duyma.

  3. Cinsel hayatta isteksizlik.

  4. Aşırı sinirlenme ve ani öfkelenmeler.

  5. Bebeğe yeteri kadar ilgi gösterememe.

  6. Sosyal çevresinden uzaklaşma.

  7. Pişmanlık, yetersizlik duygularına kapılma.

Doğum Sonrası Depresyonu Kolay Atlatabilmeniz için Tavsiyeler:

  • Genel olarak yukarıda belirttiğimiz sorunlarla karşılaşılan lohusalık döneminde en büyük destek "sosyalleşme" ile gelir. Yakınınızda kim varsa bir süre yanınızda kalması, size destek vermesi, lohusa dönemi sıkıntılarını daha kısa sürede atlatmanıza yardımcı olacaktır.

  • Bir de günlük işlerinizi (temizlik, yemek, hobi) mutlaka yapmaya devam edin. Bu tür davranışlarda bulunmanız, kısa sürede yaşadığınız sıkıntıdan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

  • Bazı anneler maalesef sıkıntılı bir hamilelik dönemi ve doğum geçirebilirler ve bu da doğum sonrası yaşanacak psikolojik sorunların daha da tırmanmasına neden olabilir. Bu tip durumlarda yaşadığınız kötü olayları aklınıza getirmemeye çalışın ve hayatın bir parçası olarak değerlendirmeye çalışın. Bu şekilde davranmanız daha kısa sürede yaşadıklarınızı unutturmaya yardımcı olacaktır.

  • İlk defa anne olanlar bebeğe odaklanmaktan kendilerini unuturlar. Oysa böyle olmaması gerek. Bebek, ailenizin ve dünyanın yeni bir parçasıdır artık o da sizin gibi yaşanabilecek sevinçli günlere veya üzüntülü günlere ortak olacak. Bu yüzden tamamen bebeğe odaklanmayın, kendinize de zaman ayırın. Kişisel bakımınızı ihmal etmeyin, parti, eğlence, kadınlarla bir araya gelme gibi aktivitelerden geri kalmayın.

  • Yanınızda biri varsa bebeği emanet edip duşunuzu alın, makyajınızı yapın. Yani güzel şeyleri her zamanki gibi hak ettiğinizi unutmayın.

  • Anneler, ilk defa doğum yaptıklarında özellikle bebeğine çok düşkün olurlar, dışarıda hafif bir meltem esintisi olsa bile bebeğin soğuk alacağından korkarlar, pencereleri açmak istemezler. Fakat durum bu değildir. Her ne kadar bebekler daha çabuk dış etkenlerden etkilenseler de onları tamamen koruma altına almanız da doğru değildir. Hava şartları müsait ise bebeğinizi de alarak dışarıda biraz zaman geçirin. Bu hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı için daha iyi olacaktır.

  • Sosyal hayattan kopma durumu, annelerde en çok görülen durumlardan biridir. Lohusalık dönemini az psikolojik etkilerle atlatmak isteyen annelerin akrabaları, eş ve dostları ile bağlarını kopartmak yerine daha sıkı ilişki içinde olmaları elbette daha güzel sonuçlar doğuracaktır.

  • Yeni anne olmuş kadınlara akıl veren çok olur. "Bebeği öyle yıkama", "bebeğe böyle süt emzir", "uzmanın birinden duymuştum…" gibi laflar en çok duyulan sözlerdir. Bunlara çok da kulak asmanıza gerek yok. Yanınızda kayınvalideniz, anneniz veya daha önce doğum yapmış, özellikle de size annelik yapacak yaşta olan kişilerin size verecekleri önerileri dikkate almanız yeterli olacaktır.

  • Bebek bakmak çok kolay bir iş olmasa da emin olun ki imkansız değildir. Eşinizden yardım istemeye çekinmeyin. Anlayışlı bir eşiniz varsa bebeğinizi yıkarken, emzirirken veya uyuturken mutlaka yardım alın. Bu, kendinizi yalnız hissetmekten kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

  • Bebeğinizi emzirirken onunla temas kurun. Gözlerine, parmaklarına, ağzına, kirpiklerine dikkatlice bakın. Bu, yaşadığınız lohusalık döneminin en kolay şekilde atlatmanıza yardımcı olacaktır.

Babaların bu dönemde annelere olan yaklaşımı ve yardımı nasıl olmalı?

  • Lohusalık dönemi bir kadının hayatındaki en kıymetli ama en zor dönemlerden biri. Şunu unutmamız lazım, toplumda lohusa depresyonu görülme oranı % 10-12 iken doğum sonrası hüznü % 65-70’lerde. Yani piyango birçoğumuza vuruyor. Ayrıca bu dönem, annenin en hassas ve en kırılgan olduğu dönem.

  • Bu aşamada babalara büyük iş düşüyor. Çünkü doğum yapan anne 9 ay heyecanla çocuğunu beklemiş, vücudundaki adrenalin oranı çok yüksek, bebeğine kavuşmuş ve çok hassas bir durumda. Bir taraftan uykusuz, perişan, vücudu hırpalanmış yani ne yapacağını bilmediği bir dönemde. Çünkü anne 9 ay boyunca bebeğe çok odaklanıyor, ama doğumdan sonra bana ne olacak kısmını göz ardı ediyor.

  • Sonra kadın eve geliyor; içeride bir kalabalık, anneanneler, babaanneler, dedeler. Baba bir tarafta, anne bir tarafta. Bu aşamada kadının çok fazla desteğe ihtiyacı var. Burada babanın yapması gereken şey, annenin elini tutup “Ben yanındayım.” demek. Mümkünse babalar hastanede de eşleriyle birlikte kalıp o ilk geceyi, doğumun zorluğunu birlikte yaşasınlar. Çünkü bu yol arkadaşlığında büyük bir adım. Yeri gelecek anne kaygılanacak bebeğine nasıl bakacağıyla ilgili. İşte o zaman eşinin “Ben yanındayım, biz bunu birlikte yapacağız, benden ne istiyorsan söyle.” demesi, fizikken de mümkün olduğu kadar çok yardım etmesi (Çünkü annenin çok fazla dinlenmesi ve rahatlaması gerekiyor.) önemli.

  • Ama en çok manevi desteğe ihtiyacı var. Büyükanneler ve babaların da mümkün olduğu kadar anlayışlı, sabırlı ve anne odaklı olması lazım. Çoğu zaman lohusa anne, ev içindeki kalabalıkla da çok fazla sorun yaşıyor. Dolayısıyla mümkün olduğunca az ama anneye gerçekten yardımcı olacak insanların olması, babanın da günde 10 dakika bile olsa “Gel beraber çay içelim, yürüyüş yapalım, seni çok seviyorum.” demesi yeterli, çok fazla bir şeye de gerek yok aslında. Annenin yalnız olmadığını, zorlandığında destek alacağı kişiler olduğunu bilmesi yeterli.

bottom of page